Kolerektal Hastalýklar

Ýltihabi Baðýrsak Hastalýðý

ÝLTÝHABÝ BAÐIRSAK HASTALIÐI NEDÝR?

Gýdalarýn aðýzdan alýnmasýndan sonra vücudumuz içindeki, sindirim kanalýnda yol alýr. Ýltihabi Baðýrsak Hastalýðý, sindirim kanalýnda görülen, sýklýkla kronik seyirli (uzun süreli) inflamasyondur (iltihap). Baðýrsak duvarýnda ülser, þiþme, yaralanma, kanama ve irritasyon ile seyreder. Ana hatlarý ile iltihabi baðýrsak hastalýðýnýn Ülseratif Kolit ve Crohn Hastalýðý olmak üzere iki farklý tipi bulunur. Buna ek olarak, iltihabi baðýrsak hastalýðýnýn tam olarak Ülseratif Kolit veya Crohn Hastalýðýna benzemeyen, arada kalan, tam belirlenemeyen bir tipi daha vardýr.

Bazen iltihabi baðýrsak hastalýðý ile ayný anlama gelen ve hastalýðýn etkilediði baðýrsak bölümünü ifade eden, kolit (kalýn baðýrsak tutulumu), enterit (ince baðýrsak tutulumu), ileit (ince baðýrsaðýn son bölümü ileum segmentinin tutulumu) veya proktit (kalýn baðýrsaðýn son bölümü olan rektum tutulumu) gibi isimler alýr. Hastanýn þikayetleri bu tipler arasýnda deðiþmektedir.

CROHN HASTALIÐI NEDÝR ?

Crohn hastalýðý sindirim kanalýný tutan kronik inflamatuvar (iltihabi) bir hastalýktýr. Aðýzdan anüse (makat) kadar sindirim sisteminin tüm parçalarýný tutabilmesine raðmen sýklýkla ince baðýrsaðýn son kýsýmlarýný ve/veya kalýn baðýrsaðý tutar.

Crohn hastalýðý, sýklýkla ülseratif kolit ile karýþýr. Ülseratif Kolit hastalýðýnda sadece kalýn baðýrsaðýn (kolon ve rektum) içini örten yüzeyel tabaka (mukoza ve submukoza) hasta iken, Crohn hastalýðýnda hastalýðýn görüldüðü baðýrsak kýsmýnda baðýrsak duvarýnýn sadece yüzeyel tabakasý deðil, tüm kat olarak hepsi hastadýr.

Crohn hastalýðý, kronik (süreðen, uzun süre devam eden) bir hastalýktýr. Hastalýk yaþam boyu zaman zaman alevlenmeler ve sakin dönemler halinde tekrarlayabilir. Bazý hastalarda hastalýðýn yatýþtýðý zamanlar çok uzundur ve belirti vermeden yýllarca sürebilir. Hangi hastada ani alevlenmelerin baþlayacaðýný, bulgu ve belirtilerin (semptomlarýn) kaybolacaðýný tespit etmek mümkün deðildir.

CROHN HASTALIÐININ ÜLSERATÝF KOLÝTTEN FARKLARI NEDÝR ?

Crohn hastalýðý, sýklýkla ülseratif kolit ile karýþýr. Ülseratif Kolit hastalýðýnda sadece kalýn baðýrsaðýn (kolon ve rektum) içini örten yüzeyel tabaka (mukoza ve submukoza) hastadýr. Crohn Hastalýðý ise, aðýzdan anüse kadar sindirim kanalýnýn herhangi bir yerinde olabilir. Ülseratif Kolitin aksine Crohn hastalýðýnda hastalýðýn görüldüðü baðýrsak kýsmýnda baðýrsak duvarýnýn sadece yüzeyel tabakasý deðil, tüm kat olarak hepsi hastadýr.

Buna ek olarak Crohn Hastalýðýnda

1- Çeþitli organlar (baðýrsak idrar torbasý, rahim, vajina) ve/veya deri
arasýnda fistül geliþimi

2- Ýnce veya kalýn baðýrsak týkanýklýðý

3- Ýltihabi kitle (flegmon) oluþumu

4- Kalýn baðýrsaktaki inflamasyonun asimetrik daðýlým göstermesi

5- Biopsilerde granülomlarýn (iltihabi lezyonlar) gözlenmesi

6- Makat (perianal) etrafýnda hastalýk olmasý

7- Ýnce baðýrsak hastalýðý veya ameliyatlarý nedeni ile besin
maddelerinden yeterince faydalanýlamamasý (malabsorpsiyon)

Yukarýdaki bulgular ülseratif kolit hastalýðýnýn seyri sýrasýnda pek gözlenmez, bu da ayýrýcý taný için önemlidir.

Bunlara ek olarak Crohn hastalýðýnda böbrek taþlarý (ürik asit veya kalsiyum oksalat), safra kesesi taþlarý ve amiloidoz (vücut dokularýnda niþasta benzeri madde birikmesi) olabilir.

CROHN HASTALIÐININ BULGULARI NELERDÝR ?

Sindirim kanalýnýn (baðýrsaklarýn) herhangi bir parçasýný tutmasý nedeniyle semptomlar, (belirtiler) tuttuðu bölgeye göre deðiþebilir. En sýk belirtiler, kramp tarzýnda karýn aðrýsý, ishal, ateþ, kilo kaybý, halsizlik, güçsüzlük ve þiþkinlik hissidir. Çocuklarda geliþme geriliði ile karþýmýza çýkabilir. Bu belirtilerin hepsi her hastada görülmeyebilir. Diðer belirtiler anüste (makat bölgesi) aðrý ve akýntý, deride yaralar, rektal (kalýn baðýrsaðýn son kýsmý) abseler, fissürler ve eklem aðrýsýdýr. Bunun haricinde az sayýda hastada üveit þeklinde göz tutulumu ya da sklerozan kolanjit adý verilen ve safra yollarý tutulumu gibi tablolar ortaya çýkabilir.

KÝMLER ETKÝLENÝR?

Her yaþ grubunu tutabilmesine raðmen, sýklýkla 16-40 yaþ arasýnda görülür. Kuzey Avrupa ve kuzey Amerika ikliminde yaþayanlarda sýk görülür. Kadýnlarý ve erkekleri eþit etkiler. Ailesel yatkýnlýk (kalýtsal) olabilir.

Crohn hastalýðý, diðer bir inflamatuar (iltihabi) baðýrsak hastalýðý olan ülseratif kolit hastalýðýna çok benzer özellikler gösterir. Bazen bu iki hastalýðýn ayýrýmýný yapmak zor olabilir. Ülkemizde her iki hastalýk da az oranda gözlenir. Fakat batý toplumlarýnda, örneðin A.B.D. de yaklaþýk 2 milyon kiþi bu hastalýklardan etkilenmektedir.

CROHN HASTALIÐININ ETKENÝ NEDÝR?

Ülseratif Kolit hastalýðý gibi bunun da kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak son dönemde, immünolojik (baðýþýklýk sistemi hastalýðý) olduðuna dair hipotezler ortaya atýlmýþtýr. Bulaþýcý deðildir. Genetik geçiþ gösterebilir (kalýtsal). Bazý teorilerde ise bir virüs veya bakterinin (mikrobik) baðýrsak duvarýndaki immunolojik (baðýþýklýk sistemi ile ilgili) olaylarý baþlattýðý söylenmektedir. Bu olaylar sonucu, baðýrsaðý örten tabakada, iltihabi hasar oluþtuðu gösterilmiþtir. Baðýþýklýk sisteminde olan bu bozukluðun, bir etkenin sonunda mý yoksa baþlangýç olarak mý meydan geldiði henüz aydýnlatýlamamýþtýr.

Hastalýðýn ruhsal stres veya mutsuz geçen bir çocukluk çaðý sonucu geliþtiði inancý kabul edilmemektedir. Herhangi bir gýda türü ile meydana gelmez. Bulaþýcý deðildir.

Crohn Hastalýðýnýn Klinik Bulgu ve Belirtileri

Karýn aðrýlarý, kramplar

Diyare (ishal)

Ateþ

Kilo kaybý

Þiþkinlik

Anal (makat bölgesinde) aðrý, akýntý

Deride yaralar

Rektal (kalýn baðýsaðýn son kýsmý) abse

Anal fissür (makatta çatlak)

Eklem aðrýlarý

NASIL TANI KONUR?

Doktor, klinik bulgu ve belirtileri olan hastalarýn ayrýntýlý hastalýk öyküsü ve muayenesi ile birlikte bazý testlerin yapýlmasýný ister. Bunlar, kan, idrar ve dýþký tahlilleri ve baðýrsaðýn radyolojik ve endoskopik incelemeleridir.

Kan örnekleri ile kan kaybý olup olmadýðý deðerlendirilebileceði gibi akyuvar denilen beyaz kan hücrelerindeki (vücudumuzun savuma hücreleri) artýþ, inflamatuvar (iltihabi) durumu gösterir. Buna ek olarak, kan tetkiki ile hastalýðýn diðer organlar üzerine olan etkileri de incelenebilir. Dýþký (büyük abdest) tahlili ile kan kaybýnýn yeri, bakteri ve diðer parazitler araþtýrýlýr.

Doktor, bunun haricinde anüs (makat) yolu ile yerleþtirilen bir fleksibýl (bükülebilir)tüple (endoskop) kalýn baðýrsaðý inceler (kolonoskopi) ve mikroskop altýnda incelenmek üzere parça alabilir (biyopsi).

Hastalýðýn sindirim sistemindeki yaygýnlýðýný tesbit için radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanýlabilir. Bu amaçla mide ve baðýrsak filmleri çekilir.

ÝLTÝHABÝ BAÐIRSAK HASTALIÐI KALITSAL MIDIR?

Gerek ülseratif kolit, gerek Crohn hastalýðý bazý ailelerde sýkça görülür. Hastalarýn birinci derece akrabalarýnda hastalýk, %20 oranýnda rastlanabilmektedir. Buna karþýn, günümüze kadar genetik bir geçiþ olduðu belirlenmemiþtir.

HASTALIÐIN KONTROLÜNDE DÝYET ÖNEMLÝ MÝDÝR?

Hastalýðýn önlenmesinde ya da tedavisinde özel bir diyet yoktur. Bazý hastalar süt, baharatlý yiyecekler, alkol ve posalý gýdalar ile rahatsýzlýklarýnýn arttýðýndan bahsederler. Ancak bu durum bütün hastalar için geçerli deðildir. Þikayetleri arttýran yiyeceklerden uzak durmak belirtileri azaltmak için faydalý olabilir. Yüksek miktarlarda alýnan vitaminlerin de bir faydasý yoktur hatta zararlý bile olabilir.

Steroid (tedavi için kullanýlan bir ilaç türü) kullanan hastalarda vücuttaki su tutulumu artacaðý için tuzdan kaçýnýlmasý gerekir. Yine iltihabi barsak hastalýðýnda süt þekerine tahammülsüzlük (laktoz intoleransý) olduðu için sütlü ürünlerden kaçýnmak gerekebilir. Aþýrý inflamasyon (iltihap) sonucu daralmýþ baðýrsak bölümlerindeki ilerlemeyi zorlaþtýrmasý bakýmýndan yüksek lifli gýdalarýn tüketilmesi sakýncalý olabilir.

Geliþme çaðýnda olan çocuklar için beslenmeyi kuvvetlendirici özel formüllerden yararlanýlabilir. Bu amaçla doktorun önerisine gerek vardýr.

GEBELÝK VE CROHN HASTALIÐI ?

Crohn hastalýðý olan kadýnlarýn çocuklarýna hastalýk geçiþi söz konusu deðildir. Araþtýrmalar gebelik döneminin, Crohn hastalýðý olan anne adaylarýnýn saðlýðýný olumsuz etkilemediðini göstermiþtir. Hamilelik öncesi bu durum takip eden doktorla görüþülmelidir.

Çocukluk veya ergenlik döneminde Crohn hastalýðýna yakalanan çocuklarda büyüme ve seksüel geliþme gecikebilir.

ÝLTÝHABÝ BAÐIRSAK HASTALIÐI VE KANSER RÝSKÝ:

Crohn hastalýðýnda, Ülseratif Kolit hastalýðýna oranla daha az da olsa kanser geliþme riski vardýr.

SPASTÝK KOLÝT ÝLE ÝLTÝHABÝ BAÐIRSAK HASTALIÐI ARASINDA ÝLÝÞKÝ VAR MIDIR?

Spastik kolit hastalýðý aslýnda iritabýl baðýrsak hastalýðý yerine kullanýlan yanlýþ bir deyimdir. Ülseratif Kolit ve Crohn hastalýðý, iritabýl baðýrsak hastalýðýndan farklýdýr. Her ne kadar iritabýl baðýrsak hastalýðýnda da ishal ve karýn aðrýlarý gözlense de inflamasyon (iltihabi reaksiyon) yoktur.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLÝK ÇAÐINDA CROHN HASTALIÐI

Ýnflamatuvar (iltihabi) baðýrsak hastalýðý çocuklarda ve ergenlik döneminde büyümeyi engelleyebilir. Ergenliðe geçiþ dönemi gecikebilir. Bu durum baðýrsaktaki inflamasyonun (iltihabýn) tedavi edilmesi ile düzelir.

Çocukluk ve ergenlik çaðýnda, hastalýðýn sistemik (baðýrsak sistemi dýþýnda - ekstraintestinal) bulgularý, baðýrsak bulgularýndan daha ön planda olabilir. Bu nedenle çocukluk döneminde geliþme geriliði, yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük, iþtahsýzlýk, ateþ, kilo alamama þikayetlerinde akla iltihabi baðýrsak hastalýðý gelmelidir.

Ýltihabi Baðýrsak Hastalýðý olan çocuklarýn anne ve babalarý çocuklarýnýn hasta olmasýnda kendilerini hatalý görürler. Anne-babaya ait hiçbir davranýþ ve psikososyal sorun, çocuklarýnda, hastalýðýn geliþimine neden olmaz. Anne-baba açýsýndan en önemli nokta çocuðun geliþme geriliðinin erken dönemde fark edilmesi ve buna göre önlemlerin alýnmasýdýr.

Diðer önemli bir nokta hastalýk hakkýnda çocuðun bilgilendirilmesidir. Hastalýðýn tüm seyri ve tüm komplikasyonlar, detaylarý ile anlatýlmadan ona hastalýk hakkýnda bilgi aktarýlabilir. Çocuðun hastalýk hakkýnda soru sormasý desteklenmeli ve aklýndaki belirsizlikler giderilmelidir. Okul eðitimi ve çevresindeki sorunlar çocuðun istediði þekilde giderilmelidir. Hastalýk hakkýnda, okul çevresine bilgi verme kararý da çocuða býrakýlmalýdýr.

CROHN HASTALIÐININ KOMPLÝKASYONLARI (YAN ETKÝLER) NELERDÝR ?

Komplikasyonlar baðýrsak kanalýný ilgilendiriyorsa lokal (bölgesel); baðýrsak kanalý dýþýnda diðer organlarý veya tüm vücudu ilgilendiriyorsa sistemik (ekstraintestinal) denir.
Lokal Komplikasyonlar

Derin ülserlerden meydana gelen ciddi kanamalar, baðýrsak delinmesi, baðýrsaðýn geniþlemesi (toksik megakolon, toksik dilatasyon) gerek ülseratif kolit gerekse Crohn hastalýðýnda görülen en belirgin lokal komplikasyonlardýr.

Bu lokal komplikasyonlardan en ciddi olaný toksik megakolondur. Ani olarak geliþen, karýnda ileri derecede þiþme, ateþ, Kabýzlýk, ve genel durum bozukluðu bu komplikasyonun habercisidir. Ýnflamasyonun tüm kalýn baðýrsak duvarýný tutmasý sonucu, kalýn baðýrsak incelir ve geniþler, her an delinebilir. Bu nedenle acil cerrahi giriþim gerekebilir.

Bunlara ek olarak Crohn hastalýðýna özgü iki komplikasyon daha vardýr. Crohn hastalýðýnda en sýk görülen lokal komplikasyonlardan biri baðýrsak týkanýklýðýdýr (obstrüksiyon). Baðýrsak duvarýndaki kalýnlaþma ve ödeme baðlý olarak sindirim kanalý týkanabilir. Hastalýkta diðer bir komplikasyon da tam kat hasta olan baðýrsak duvarýnýn komþu organlarý etkilemesi ve sonunda komþu organla baðýrsak arasýnda anormal birleþmelerin (kanallarýn) oluþmasýdýr. Bunlara fistül denir. En sýk görüleni komþu saðlam baðýrsak dokusu, idrar torbasý, rahim arasýnda oluþan fistüllerdir. Bu fistüllerin etrafýnda abseler oluþabilir. Bu tip fistüller ve abse geliþimi, makat etrafýnda da olabilir. (resim)
Sistemik (Ekstraintestinal) Komplikasyonlar

Baðýrsaklarda geliþen inflamatuvar (iltihabi) olaylar sonucu salgýnanan maddeler, uzak organlarý da etkiler. Ateþ, kilo kaybý, güçsüzlük ve iþtah azalmasý bunlarýn baþýnda gelir. Az oranda bazý hastalarda da eklem, deri, göz ve karaciðer rahatsýzlýklarý gözlenir.
Eklem bulgularý

Sýklýkla distal (uç) eklemlerde inflamasyona (iltihaba) neden olur. Parmaklardaki küçük eklemler, el, ayak, bilek ve dizler en fazla etkilenir. Bazý hastalarda omurganýn alt bölümü ve leðen kemiði eklemleri (sakroiliak eklem) etkilenir. Omurgadaki eklem aralýklarýný etkileyen ve daha þiddetli seyreden þekline ankilozan spondilit denir. Eklemlerdeki deðiþiklikler Romatoid artiritte olduðu gibi çok fazla deðildir. Ankilozan spondilit dýþýndaki eklem bulgularý baðýrsaktaki inflamasyon düzelince iyileþir.
Deri bulgularý

Eritema nodosum, kýrmýzý renkte hassas nodüllerdir. Sýklýkla ayak bileklerinde veya diz altý bölgede yerleþir. Bir diðer deri bulgusu piyoderma gangrenosum dur. Derin ülserlerle karakterli cerahatli deri yaralarýdýr. Bu da ayný bölgelerde yerleþir. Üçüncü deri bulgusu aðýzda yerleþen aftöz stomatit denen aðrýlý yüzeyel ülserlerdir. Sýklýkla alt dudak ve diþ etleri arasýnda, dilin her iki yanýnda ve dil kökünde yerleþir. Her üç deri bulgusu, baðýrsaktaki hastalýk iyileþince düzelir.
Göz bulgularý:

Hastalarýn bir kýsmý, gözde görülen aðrýlý bir inflamasyon (iltihap) olan uveitten þikayetçidir. Baðýrsak bulgularý düzelince uveitte düzelir
Karaciðer bulgularý

Karaciðer ve safra yollarýna inflamasyon geliþebilir. Bunlardan karaciðerde gözlenen inflamasyon, baðýrsak inflamasyonu ile birlikte düzelirken, safra yollarýný etkileyen sklerozan kolanjit düzelmez. Nadiren safra yollarý kanseri geliþebilir.

Crohn hastalýðýnda distal (alt/uç) ince baðýrsak kýsýmlarý sýklýkla hasta olduðu için safra tuzlarýnýn geri emilimi bozulur ve bu da safra kesesi taþlarýna neden olur. Buna ek olarak böbrek taþlarý da geliþebilir.

CROHN HASTALIÐINDA TEDAVÝ BÝR EKÝP ÝÞÝDÝR:

Tedavi þeklinin belirlenmesinde hastalýðý asýl takip eden doktor, gastroenterolog, cerrah, diyetisyen ve gereðinde diðer branþ doktorlarý hep birlikte karar verirler.

CROHN HASTALIÐI NASIL TEDAVÝ EDÝLÝR?

Hastalarýn, Crohn hastalýðýnýn tam tedavisinin yani küratif bir tedavinin mümkün olmadýðýný bilmeleri gerekir.

Ýlaç Tedavisi:

Ýlaçlar ile hastalýðýn bulgularý kontrol altýna alýnabilir veya azaltýlabilir. Fakat hastalýðý tam olarak tedavi edemez.

Tedavide kalýn baðýrsak mukozasýndaki inflamasyonu (iltihabý) baskýlayan ilaçlar kullanýlýr. Hastalýðýn þiddetine göre tek veya bir çok ilaç bir arada tercih edilebilir. Bu ilaçlarýn kullanýmý uzun süre gerekebilir. Sulfasalazin, 5-aminosalasilik asit bunlardan bazýlarýdýr. Genellikle hafif ya da orta dereceli vakalarda hastalar sulfasalazin ile tedavi edilir. Bu ilacýn uzun süreli kullanýmý da gerekebilir veya diðer ilaçlarla beraber kullanýlabilir. Bulantý kusma kilo kaybý ishal gibi yan etkileri görülebilir. Sulfasalazinin yan etkileri görüldüðü vakalarda sulfasalazinin benzeri olan 5-aminosalasilik asit tercih edilebilir.

Hastalýðýn þiddetlendiði dönemlerde, steroid (prednizolon) tedavisinden yararlanýlýr. Yan etkileri nedeni ile çok dikkatli kullanýlmalýdýr. Hastalýðýn alevlenme dönemlerinde ilaçlarýn dozu artýrýlýr.

Üçüncü grup ilaç, baðýþýklýk (immun) sistemine etkili ilaçlardýr. Ýmmunosupresif veya immunmodülatörler de denilen ilaçlar baðýþýklýk sistemini baskýlayarak hastalýðý kontrol altýna alýrlar. Azotiyopirin, 6- mercaptopurine, siklosporin ve methotreksat bu grup ilaçlardýr. Baðýþýklýk sistemini kuvvetli baskýladýklarý için ciddi yan etkilere neden olabilirler. Bunlarla tedaviye baþlarken dikkatli karar vermek gerekir.

Bazý durumlarda, örneðin makat etrafýndaki abse ve fistüllerin tedavisinde antibiyotiklerin eklenmesi (Metronidazol türevleri) yararlý olabilir.

Þiddetli vakalarda ilaç tedavisine ek olarak baðýrsaklarý istirahate almak gerekir. Bu tip vakalarda tedavi hastanede yatarken planlanmalýdýr. Hastalara özel sindirimi kolay diyet (elemental diyet) veya damardan besin maddeleri verilir.

Bir veya daha fazla ilaçla yapýlan tedavi ile hastalýðýn belirtileri ortadan kaldýrýlabilir ve hasta rahatlatýlabilir. Tedavideki ana amaç beslenme bozukluklarýnýn giderilmesi, inflamasyonun, (iltihabýn), karýn aðrýsýnýn, diyarenin (ishalin) ve kanamanýn önlenmesidir.

ÝLAÇ TEDAVÝSÝNÝN YAN ETKÝLERÝ NELERDÝR ?

Kullanýlan tüm ilaçlarýn belli oranlarda yan etkileri vardýr.

Sülfasalazin ender olarak bulantý, baþ aðrýsý, kansýzlýk, deri döküntüleri ve ishale neden olur. Yan etkileri azaltmak için baþlangýçta küçük dozlar verilmelidir. Yan etkilerin þiddetine göre doktor tarafýndan doz ayarlamasý veya ilaç deðiþikliði yapýlabilir.

Tedavide sýkça kullanýlan diðer bir ilaç steroidlerdir. Steroid kullanýmý ile yüzde geniþleme (ay dede yüzü), sivilce geliþimi, iþtah artmasý, kilo artýþý, gözlenebilir. Kemiklerden kalsiyum kaybý sonucunda, kemik dokuda zayýflamaya neden olur. Hastalarda þeker hastalýðý geliþimi ve kan basýncýnda yükselme olabilir. Bu nedenle dikkatli takip edilmelidir. Uzun süreli streoid kullananlarda düzenli göz kontrolleri yapýlmalý katarakt (perde inmesi) ve glokom (göz tansiyonu) geliþimi açýsýndan takip edilmelidir. Steroidler hastanýn enfeksiyonlara (mikrobik hastalýklar) karþý duyarlýlýðýný da arttýrýr. Yine uzun süreli kullanýmlar hastanýn psikolojik dengesini de bozabilir. Tüm bu yan etkiler steroidlerin kesilmesi ile geçer.

Steroidler uzun süre kullanýlmasý ile böbrek üstü bezleri (adrenal bez) baskýlanýr. Bu nedenle vücutta normalde salgýlanan hayati öneme sahip olan steroidler gerekli durumlarda ihtiyaç duyulan miktarlarda salgýlanamaz. Bu nedenle steroidleri kullanýrken ve ilacý keserken çok dikkatli olunmalýdýr. Steroidler doktor kontrolünde zaman içinde doz azaltýlarak kesilmelidir.

Baðýþýklýk sistemini baskýlayan immunmodülatörlerin (Azotiyopirin, 6- mercaptopurine, siklosporin ve methotreksat) ciddi yan etkileri vardýr. Bunlar arasýnda kan hücrelerinde baskýlanma, pankreas (pankreatit) ve karaciðer (hepatit) iltihabý, böbrek hasarý, sinir hücrelerinde iletim bozukluðu sayýlabilir.

CROHN HASTALIÐINDA CERRAHÝ TEDAVÝDEN KAÇINILABÝLÝR MÝ?

Hastalarýn ¾ ü, hayatlarýnýn bir döneminde, cerrahi tedaviye gereksinim duyarlar. Bu cerrahi tedavinin bir kýsmý hayatý tehdit eden komplikasyonlar nedeni ile acil olarak yapýlmasý gerekir. Bunlar aþýrý kanama, baðýrsak delinmesi, karýn iç zarý iltihabý (peritonit), karýn içi absesi, baðýrsak týkanýklýðý, ve toksik megakolon (kolonun ani geniþlemesi ve baðýrsak kas gerginliðinin kaybý) durumlarýdýr.

Bunun yanýnda hastalýðýn seyri sýrasýnda, ilaç tedavisine karþýn belirti ve bulgularýn baskýlanmamasý, ilaç yan etkileri, ilaca baðýmlýlýk nedenleri ile de cerrahi tedavi gerekebilir. Bunlara ek olarak abse geliþimi veya fistül (baðýrsak ile baþka bir organ veya karýn cildi arasýnda oluþan anormal kanal) oluþmasý yada ciddi anal (makat bölgesi) tutulum, cerrahi gerektirebilen diðer durumlardýr. Ancak bu bulgularý olan herkesin cerrahi tedavi olmasý gerekmez.
Unutulmamasý gereken önemli nokta, cerrahi tedavinin hastalýðý tedavi edici olmadýðýdýr. Cerrahi tedavideki amaç, hastanýn komplikasyonlar nedeni, ilaçlarla kontrol edilemeyen bulgularýný düzeltmektir. Cerrahi tedavideki amaç ise, ince ve kalýn baðýrsaðý korunabildiði kadar koruyarak hastanýn yaþam kalitesini yükseltmektir. Buna karþýn hastalarýn bir kýsmýnda ikinci hatta üçüncü kez cerrahi tedavi gerekmektedir.

CROHN HASTALIÐINDA CERRAHÝ TEDAVÝ

Cerrahi tedavinin asýl amacý, hastalýðýn komplikasyonlarýný gidermek ve onlarýn þikayetlerini azaltmaktýr. Bu þekilde hastanýn yüksek dozda kullandýðý ve baðýþýklýk sistemi üzerine olumsuz etkileri olan ilaçlarý da azaltmasý hatta bu ilaçlardan kurtulmasý, cerrahi tedavi ile mümkün olur. Bu nedenle hastalýðýn etkilediði ve þikayetlere neden olan baðýrsak kýsmýnýn çýkarýlmasý gerekmektedir.

Ameliyat sýrasýnda hastalýklý baðýrsak bölümünün dar kapsamlý olarak çýkartýlmasý en sýk uygulanan iþlemdir. Buna rezeksiyon denir. Rezeksiyon sonrasýnda baðýrsak devamlýlýðýnýn saðlanmasýna anastomoz denir. Crohn hastalýðýnýn tuttuðu bölüme göre rezeksiyon ve anastomozuna özel isimler verilir. Örneðin ince baðýrsaðýn son kýsmý (terminal ileum) ve kolonun baþlangýç kýsmýnýn (çekum) rezeke edilmesine ileokolik rezeksiyon ve barsak devamlýlýðýna da saðlanmasýna ileokolik anastomoz denir. (Buna göre rezeksiyon ve anastomoz yapýlan bölgeye göre farklý ameliyat isimleri verilir) Rezeksiyon yapýlan vakalarda sýklýkla bir ostomi açýlmasý (baðýrsaðýn karýn duvarýna aðýzlaþtýrýlmasý) gerekmez.

Bunun haricinde, daralmýþ olan ince baðýrsak bölümünü (striktür) geniþletmek için baþka bir ameliyat yapýlabilir (striktüroplasti). Yaþam süreleri içinde bir veya daha fazla cerrahi tedaviye ihtiyacý olan hastalarda yapýlacak geniþ ince barsak rezeksiyonlarý besin maddelerinin emilimini bozacaðý için kýsa baðýrsak sendromuna neden olabilir. Bunu önlemek için bu tip darlýklarda rezeksiyon yerine darlýk bölgesini geniþletmeye yönelik ameliyatlar (striktüroplasti) tercih edilmelidir.

Hastalarýn %15 inde, Crohn hastalýðý, yalnýzca kalýn baðýrsaðý tutmuþtur. Bu hastalarda kalýn baðýrsak ve rektumun tümüyle çýkarýlarak (proktokolektomi) kalýcý bir ileostomi (ince baðýrsaðýn karýn duvarýna aðýzlaþtýrýlmasý) açmak gerekebilir. Cerrahi tedavi, uzun dönem boyunca, hastalýðý gerileterek, ilaç kullaným gerekliliðini ortadan kaldýrýr.

Eriþkin Crohn hastalarýnýn %25 inde, apse ve/veya fistül oluþumu vardýr. Çocuklarda bu komplikasyona daha az rastlanýr. Abse komplikasyonu sýklýkla baðýrsak delinmesi sonucu geliþir. Absenin içinde, cerahat, baðýrsakta bulunan mikroplar ve sývý birikimi vardýr. Bu sývý birikimi (abse) bir kanal veya yolla baþka bir organa, bir baðýrsak bölümüne veya karýn cildine birleþebilir. Bu oluþan anormal kanala fistül denir (baðýrsak idrar torbasýna, rahime, vajinaya, baþka bir baðýrsak bölümüne, cilde açýlabilir). Bu komplikasyon karýn içinde, pelviste (leðen kemiði içindeki organlar) ve anorektal bölgede (makat bölgesinde) olabilir.

Abse karýn içine açýlýrsa iltihap karýn zarý içine yayýlýr ve mikroplar tüm vücudu etkiler. Ani baþlayan karýn aðrýsý, ateþ ve þok bulgularý gözlenir. Acil olarak ameliyat edilmesi gerekir. Eðer abse kendini sýnýrlarsa infeksiyon bulgularý yavaþ ilerler. Sýnýrlanmýþ abseler radyolojik görüntüleme yöntemleri yardýmý ile ciltten iðne ile boþaltýlabilir. Böylece zaman kazanýlýr. Cerrahi giriþim bir süre sonra hastanýn genel durumu düzelince yapýlabilir.

Anorektal bölgede (makat) yerleþen abse ve fistüllerde makatý kontrol eden kaslarýn zedelenmemesi çok önemlidir.
CROHN HASTALIÐINDA NÜKS SORUNU:

Aðrý, ateþ, kilo kaybý ve ishal gibi belirti ve bulgu veren Crohn hastalýðý için ameliyat oluþ bir hastada cerrahi giriþimden 2 yýl sonra yaklaþýk nüks etme (tekrarlama) olasýlýðý %20, 3 yýl sonra %30 ve 5 yýl sonra %50 dir.

CROHN HASTALIÐINDA CERRAHÝ TEDAVÝ ve NUTRÝSYON :

Crohn hastalýðý sýklýkla ince baðýrsaklarda inflamasyona (iltihaba) neden olduðu için besin maddelerinin emilimi bozulur ve bu emilmeyen besin maddeleri vücuttan dýþarý atýlýrken beraberinde su taþýrlar. Bu da dýþkýnýn yumuþak, ishal þeklinde olmasýna neden olur. Crohn hastalýðýnýn seyri sýrasýnda görülen ishal ve emilim bozukluðu vücut dengesini olumsuz yönde etkiler. Hastanýn bu dönemde yetersiz beslenmesi kilo kaybý ve malnutrisyona (kötü ve yetersiz beslenme) neden olur.

Cerrahi öncesinde, hastanýn beslenme durumu iyice deðerlendirilmeli ve gerekirse dýþarýdan ek besin ürünleri, mineraller(demir, kalsiyum, çinko, ve magnezyum), vitaminler (vitamin B12, folik asit, vitamin C) doktor ayarlamasý ile verilerek vücut yapý taþlarý desteklenmelidir. Aksi halde beslenme dengesi bozulmuþ hastada yara iyileþmesi ve baðýþýklýk sistemi de olumsuz etkileneceðinden cerrahi tedavinin sonuçlarý da baþka sorunlar yaratacaktýr.

CROHN HASTALIÐI VE YAÞAM:

Tedavi ile bulgularý kontrol altýna alýnan hastalar yaþamlarýna eskiden olduðu gibi devam ederler. Uzun dönem ilaç tedavisi ve hastanede yatmalarýna karþýn hastalar genelde iþlerine devam eder, evlenir, yaþam kurar ve aile hayatlarýna baþarý ile sürdürebilirler.

Ender olarak bazý hastalar, uzun süren, devamlý tedavi ve doktor kontrolü gerektiren iltihabi baðýrsak hastalýðý nedeni ile ruhsal problemler gösterebilir. Bu ruhsal problemler hastalýðýn bir nedeni olarak deðil, sonucunda geliþtiði unutulmamalýdýr. Çocuk hastalarda bu ruhsal problemler, huzursuzluk daha belirgin olabilir. Bu nedenle psikolojik destek alýnabilir.


Etiketler : , , , ,